Cennet Hakkında Popüler Görüş Doğru Mu?
Cennet, yeryüzünde kaybedildi, o halde neden dünyada yeniden kazanılmasın? Eski cennet, ağaçlarla dolu ve nehirlerle çevrili bir bahçeydi (Yaratılış 2:8-17). Gelecekteki cennet de yeryüzünde olabilir mi? Cennetle ilgili popüler görüşler genellikle karışıktır, fakat bu, doğru ve açık bir anlayışa ulaşmanın imkansız olduğu anlamına gelmez.
Birçok kişi cenneti, "İsa'nın şimdi olduğu yer" yani Tanrı'nın yanı olarak tanımlar. Popüler bir ilahi, şöyle der [İngilizce'den çevrilmiştir]:
"Sadık kalplerin ve hakikatin olduğu yerde, her zaman ışıkta kal. Tanrı'nın en kutsal huzurunda, baştan sona coş."
Ancak, Tanrı, doğrulara gökte bir cennet vaat etmemiştir. Örneğin, Davut bile göğe gitmemiştir (Elçilerin İşleri 2:34).
Popüler teoloji, eski Yahudi hikayelerini takip etmiş ve bunları çeşitli batıl inançlarla karıştırmıştır. Sonuç olarak, bugün "Cennet" kelimesi, genellikle belirsiz ve efsanevi bir mutluluk anlayışını ifade eden bir kavram haline gelmiştir. Ancak Kutsal Yazılara dönerek daha net bir anlayışa ulaşabiliriz.
ESKİ AHİT'TE CENNETİN ANLATIMI
Eski Ahit'teki "Cennet" kelimesi, İbranice "Pardes" kelimesinden türetilmiştir ve bu kelime eski Farsçadaki "bahçe", "park" veya "muhafaza" anlamına gelen bir terimden gelmektedir. Kutsal Yazılarda bu kelime yalnızca üç kez kullanılır:
- Nehemya 2:8: "Orman sorumlusu Asaf"
- Vaiz 2:5: "Bahçeler, parklar (ingilizce: orchard) yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçları diktim."
- Ezgiler Ezgisi 4:13: "Fidanların nar bahçesidir; seçme meyvelerle, kına ve hintsümbülüyle."
Bu kullanımlarda bahsedilen şeyler, kraliyet bahçeleri ve parklarıdır. Ayrıca, Hezekiel 36:35'te, "Aden bahçesi gibi olacak" ifadesiyle, bu bahçenin "Cennet" olarak kabul edilmesinin gerekçesi sunulmaktadır.
Mezmur 37:29'da ise "Doğrular ülkeyi miras alacak ve orada sonsuza dek yaşayacak" denilmektedir.
Eski Ahit'teki Yunanca çeviriler (Septuaginta) de "Cennet" kelimesini, Yaratılış 2 ve 3'te Aden bahçesinden söz edilirken ve Tanrı'nın bahçesiyle ilgili diğer yerlerde kullanmıştır (Yaratılış 13:10; Çölde Sayım 24:6; Yeşaya 51:3; Hezekiel 28:13; 31:8, 9).
Bu pasajlardan, cennetin gelecekteki yenilenmiş dünyada yer alacağı ve "Siyon'un boş yerlerinin" oraya dahil edilip dönüşeceği, eski Sur Kralı'nın topraklarının da bu cennete dahil edileceği sonucuna varılabilir. Kısacası, cennet, Tanrı'nın Krallığının hüküm sürdüğü kutsal topraklarda merkezi bir yerleşim olarak, tüm yeryüzünü kapsayan bir egemenlik olacaktır.
YENİ AHİT'TE CENNETİN ANLATIMI
Yeni Ahit, Eski Ahit'teki anlayışları doğrular ve cennet kavramını daha da açık hale getirir. Eski Ahit'teki "pardes" kelimesinin karşılığı olan "paradeisos" kelimesi, Yeni Ahit'te de yalnızca üç kez kullanılır:
- "Cennette benimle olacaksın" (Luka 23:43)
- "Cennete götürüldü" (2. Korintliler 12:4)
- "Galip gelene, Tanrı'nın cennetinde bulunan yaşam ağacından yeme hakkını vereceğim." (Vahiy 2:7)
İsa'nın çarmıhtaki hırsıza verdiği vaat, onun mütevazı fakat derin anlam taşıyan bir dileğine cevaptı:
"Krallığına girdiğinde beni hatırla."
Bu sözler, henüz gelmemiş olan bir geleceğe işaret eder; fakat o an geldiğinde, İsa, çarmıha gerildiği yerden hüküm sürecek ve o an hırsızı hatırlayacaktır.
Pavlus'un "Rab'bin görümleri ve vahiyleri" (2 Korintliler 12) ifadesi, Mesih'in Krallığının ne zaman ve nasıl kurulacağıyla ilgiliydi. Pavlus, Mesih'in Krallığının "o gün" (2 Tim. 4:1) bir doğruluk tacı ile kurulacağına sevinçle bakıyordu. O gün geldiğinde, Mesih her yönetimi, her hükümranlığı, her gücü ortadan kaldırıp egemenliği Baba Tanrı'ya teslim edecektir (1 Kor. 15:24).
Eski Ahit'teki "ilk gök" ifadesi, İsrail'in yaşadığı Musa yönetimini simgeliyor olabilir (Yas. 31:1). "Yeni gökler ve yeni yer" ise Mesih'in Bin Yıllık Egemenliğinde, Yeruşalim'de gerçekleşecek olan hükümetin bir parçası olacaktır. Ancak bu dönemde bile ölümün etkisi insanları etkilemeye devam edecektir. "Üçüncü gök" ise Vahiy 21:4'te açıklanmış olup, Bin Yıl'ın sonrası, kusursuz bir dünyayı ifade eder. Bu dünyada artık ne ölüm, ne yas, ne de ağlayış olacaktır çünkü eski düzen ortadan kalkacaktır (Vahiy 21:4).
Mesih'in galip gelene verdiği vaat (Vahiy 2:7), Tanrı'nın Krallığında sonsuz yaşamın teklifidir. Yedi kiliseye verilen benzer vaatlerle bu anlam daha da pekişmektedir (Vahiy 2-3).
CENNETE NASIL GİREBİLİRİZ?
Cennete girebilmek için, Tanrı'nın halkı olmak ve O'nun arasında yaşaması için O'na inanmamız gerekmektedir. Vahiy 21:3'te şöyle denir: "Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak." Cennet, yeryüzü yok olup gitmeden önce, yeryüzüne gelerek aşama aşama dünyayı dönüştürerek bizimle olacaktır. Böylece, dünya Tanrı'nın görkemiyle dolacak ve sonsuza dek kalıcı olacaktır (Çölde Sayım 14:21).
Çarmıhtaki hırsızın "Krallığın Müjdesine" olan inancına sahip olmalıyız. Bu inanç, günahlarımızın bağışlanması için Mesih'in adına vaftiz olmamızı ve ardından O'nun emirleri doğrultusunda sabırlı olup iyilik yapmamızı gerektirir. Dua etmek ve her şeyin sonunda, O'nun geleceği günde hatırlanmak önemlidir.