Göksel Vatan Neresi?
İnsanların kendilerini "yabancılar ve göçmenler" olarak tanımlamaları, yalnızca fiziksel bir yer arayışı değil, aynı zamanda manevi bir hedefin peşinde olduklarını da gösterir. Bu durum, insanın içsel yolculuğunun ve Tanrı'nın vaatlerine olan derin inancının bir yansımasıdır. İbraniler 11:13-16 ayetlerinde, İsrailoğullarının atalarının bu "yabancılık" duygusunu nasıl yaşadığını açıkça görebiliriz. Onlar, sahip oldukları topraklara değil, Tanrı'nın vaat ettiği "daha iyi bir vatan"a yönelmişlerdi. Bu vatan, sadece fiziksel bir yer değil, Tanrı'nın egemenliğinin hâkim olacağı ve dünyayı yeniden düzenleyeceği, kalıcı bir krallığın somutlaşacağı bir düzendir.
İbrahim ve diğer ataların yaşamı, bu inançla şekillendi. Onlar, Tanrı'nın vaatlerini bekleyerek, topraklarının sadece fiziksel sınırlarına takılmadılar. Tanrı'nın onlara verdiği vaatte "Gördüğün bütün toprakları sana ve soyuna vereceğim" (Yaratılış 13:15) denmişti, ancak bu vaat İbrahim, İshak ya da Yakup'un yaşamlarında gerçekleşmedi. Bunun yerine, onlar Tanrı'nın vaatlerinin gerçeğe dönüşeceğine olan inançla yaşadılar ve geleceğe umutla baktılar. Onların gözleri, sadece bir yer değil, Tanrı'nın gerçek egemenliğini kuracağı bir dünya düzenini arıyordu.
Bu arayış, onların "yabancı" olduklarını hissettiren bir durumdu çünkü yaşadıkları topraklar, Tanrı'nın vaat ettiği yerler değildi. Ancak İbrahim ve diğer atalar, bu vaatlere sadık kaldılar ve bir gün Tanrı'nın vaatlerinin gerçekleşeceği yeni bir düzeni beklediler. İbraniler 11:16, onların aslında "daha iyi bir vatan" aradığını ifade eder. Bu vatan, "göksel" bir vatandı, yani Tanrı'nın egemenliğinde kurulacak olan kalıcı bir düzeni işaret eder. Bu, dünyasal ve geçici olan tüm yapıların ötesinde, Tanrı'nın doğrudan egemenliğine dayanan ve son bulmayacak bir düzen olacaktır.
Kutsal Kitap'ta, Tanrı'nın vaat ettiği bu "göksel vatan"ın kurulacağı yeni düzen hakkında çeşitli ifadeler yer alır. Bu ifadeler, Tanrı'nın yeryüzündeki egemenliğini ve bu egemenliğin her şeyi kapsayacak bir güçte olduğunu vurgular:
Tanrı'nın Krallığı İsrail'de kurulacak.
Tanrı'nın Krallığı, İsrail'de, özellikle Yeruşalim'de kurulacak. Bu durum, Mika 4:8'de "Ey Yeruşalim, krallığını yeniden elde edeceksin." şeklinde belirtilmiştir. Ovadya 1:17,21'de de "Ama kurtulanlar Siyon Dağı'nda toplanacak. ... egemenlik Yahve'nin olacak. " ifadesi yer alır. İsrail, Tanrı'nın egemenliğini kabul ederek, O'nun yönetimi altında olacak ve Siyon Dağı'nda Tanrı hüküm sürecektir. Yeşaya 24:23 ve 25:6'da, Tanrı'nın Her Şeye Egemen olduğu vurgulanarak, O'nun bu dağda insanlara büyük bir ziyafet sunacağı anlatılmaktadır. Tanrı, Krallığını Siyon'da kuracak ve O'nun hükümetinin gücü, tüm dünyayı etkileyerek her bir ulusu içine alacaktır.
Tanrı'nın Krallığı İsrail'de kurulduğunda, ülke şanlı hale getirilecektir.
İsrail'in Tanrı'nın Krallığı altında yeniden yüceltilmesiyle, ülke büyük bir ihtişam kazanacaktır. Yeşaya 60:13'te, "Ayak bastığım yeri görkemli kılacağım. " denir. Ayrıca, İsrail'in eski yıkıntıları onarılacak, harabe halindeki bölgeler yeniden inşa edilecektir (Yeşaya 61:4). Hezekiel 36:35'te, "Şöyle diyecekler: Viran olan bu ülke Aden bahçesi gibi oldu; yıkılıp yerle bir olmuş, kimsesiz kalmış kentler yeniden güçlendiriliyor, içinde oturuluyor." denilerek, toprakların ve şehirlerin nasıl tekrar eski güzelliğine kavuşacağı anlatılmaktadır. Yeşaya 51:3 ise Siyon Çölü'nün Aden Bahçesi gibi bir hale geleceğini belirtmektedir. Bu, Tanrı'nın egemenliğinin gücüyle İsrail'in eski görkemini geri kazanacağına işaret eder.
İsrail eski görkemine ve refahına kavuştuğunda, Tanrı'nın ihtişamı onda tecelli edecek ve O'nun yasası tüm dünyada hüküm sürecektir.
İsrail'in eski ihtişamına ve refahına kavuşmasının ardından, Tanrı'nın yüceliği burada en yüksek seviyeye ulaşacak ve tüm uluslar bu görkemi görecektir. Yeşaya 66:18, "Bütün ulusları ve dilleri bir araya toplayacağım an geliyor; gelip yüceliğimi görecekler." şeklinde bu vizyonu ortaya koyar. Hezekiel 39:21'de ise, Tanrı'nın görkeminin uluslar arasında açıklanacağı söylenmektedir. Yeşaya 59:19, batıdan doğuya kadar insanların Yahve'nin adından ve görkeminden korkacaklarını ifade eder. Ayrıca, Tanrı'nın yasası Siyon'dan çıkacak ve Yeruşalim'den tüm dünyaya yayılarak, insanlar bu yasaya umut bağlayacaktır (Mika 4:2, Yeşaya 42:4). Yeremya 3:17'de, milletlerin artık kötü kalplerine göre değil, Tanrı'nın yasalarına göre yaşayacakları belirtilmiştir. Bu, Tanrı'nın egemenliğinin sadece İsrail'i değil, tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişleyeceğini gösterir.
Tanrı'nın tapınağı, tüm ulusların tapınmasına uygun bir ihtişamla yeniden inşa edilecek.
Tanrı'nın tapınağı, yeni bir ihtişamla yeniden kurulacak ve bu tapınak, sadece İsrail için değil, tüm uluslar için bir ibadet yeri olacaktır. Zekeriya 6:12'de, Rab'bin tapınağını kuracak bir kişinin olacağı bildirilir. Hagay 2:9'da ise, yeni tapınağın görkeminin eskisinden çok daha büyük olacağı belirtilir. Zekeriya 8:22'de ise, birçok ulusun ve halkın Yeruşalim'e gelip Tanrı'ya dua edeceği ifade edilmiştir. Zekeriya 14:16'da, her yıl bütün ulusların Yeruşalim'e gelip tapınacakları söylenir. Ayrıca, Hezekiel 40:2 ve 42:20'de tapınağın çevresinde büyük bir duvar olacağı, bu yapının şehir gibi büyük bir alanı kapsayacağı açıklanmıştır. Bu tapınak, Tanrı'nın yüceliğini ve halkları O'na yönlendirecek bir merkez olacaktır.
Oradaki insanların hepsi doğrulardan oluşacak; Yahudi olmayan milletler de Tanrı'nın isteğini yerine getirerek yeryüzünü ihtişam ve sevinçle dolduracaklar.
Tanrı'nın Krallığı'nda yaşayan halklar, tamamen doğru olan kişilerden oluşacak ve bu doğrular, Tanrı'nın isteğini yerine getireceklerdir. Yeşaya 60:21'de, "Halkının hepsi doğru kişiler olacak; El emeğim, görkemimi göstermek için diktiğim fidan, Ülkeyi sonsuza dek mülk edinecek." denir. Yeremya 31:34'te ise, herkes Tanrı'yı tanıyacak ve birbirlerine öğüt vermek gerekmeyecek, çünkü Tanrı'nın bilgisi tüm insanlara yayılacaktır. Yeşaya 2:3'te, "Birçok halk gelecek, "Haydi, Yahve'nin Dağı'na, Yakup'un Tanrısı'nın Tapınağı'na çıkalım. O bize kendi yolunu öğretsin, Biz de O'nun yolundan gidelim.'' diyecekler " şeklinde bir davet yer alır. İnsanlar, Tanrı'nın yollarını öğrenecek ve bunları takip ederek yaşacaklardır.
"Sular denizi nasıl kaplıyorsa, dünya da Yahve'nin yüceliği, bilgisiyle dolacak" (Habakkuk 2:14)
Tüm dünya Tanrı'nın bilgisi ve görkemiyle dolacak ve bu, yeryüzünü sevgi, huzur ve mutlulukla dolduracaktır.
Bu dönem, ışığın, barışın ve sevginin hüküm sürdüğü bir çağ olacak. O dönemde, ölümsüz yöneticiler olacak ve insanlar aydınlanmış, itaatkar olacaklar. Kötülük ise sınırlı olacak, çünkü insanlar arasında ölüm oranı azalacak. Her yerde, İbrahim'in soyundan gelenler kutsanacak, bu da Tanrı'nın vaatlerinin yerine geldiği bir zamanın müjdesidir.
"Yaşadığınız sürenin güvencesi O'dur. Bol bol kurtuluş, bilgi ve bilgelik sağlayacak." (Yeşaya 33:6)
Bu ayette, Tanrı'nın vereceği güvence ve insanların bu güvence ile birlikte bolca kurtuluş, bilgi ve bilgelik elde edeceği ifade ediliyor. "Uluslara barışı duyuracak" (Zek. 9:10) ifadesi, Tanrı'nın barış mesajının tüm uluslara ulaşacağını müjdeler. O dünyaya (gelecek çağa) erişmeye layık görülenler hakkında şöyle denir: "Onlar artık ölemezler" (Luka 20:35-36). Bu ayet, Tanrı'nın krallığının geleceği çağda, ölümsüzlüğün bir gerçek olacağına ve inananların ölümden kurtulacağına işaret eder. "Uluslar üzerinde yetkiye" sahip olacaklar (Va. 2:26). Bu, Tanrı'nın halkının tüm uluslar üzerinde yönetici olacağı anlamına gelir.
"Dünyanın dört bucağından uluslar sana gelip, 'Atalarımız yalnız yalanları, kendilerine hiçbir yararı olmayan değersiz putları miras aldılar' diyecekler" (Yeremya 16:19).
Bu ayet, ulusların geçmişteki yanlış inançlardan döneceğini ve Tanrı'ya yönelerek doğru yolu bulacaklarını ifade eder. "O gün birçok ulus Rab'be bağlanacak ve O'nun halkı olacak" (Zekeriya 2:11). Bu da, birçok ulusun Tanrı'ya bağlanıp O'nun halkı olacağını müjdeleyen bir ayettir. "Onun aracılığıyla insanlar kutsanacak: bütün uluslar 'Ne mutlu ona!' diyecek" (Mezmur 72:17). Bu, Tanrı'nın halkının aracılığıyla tüm ulusların kutsanacağına dair bir bildiridir. "Yeryüzünün bütün aileleri senin sayende (İbrahim) kutsanacak" (Yaratılış 12:3; 22:18). Bu, İbrahim'in soyunun tüm dünyayı kutsayacağına dair Tanrı'nın verdiği bir vaattir.
İsa, öğrencilerine dua etmeyi öğretirken şu ifadeyi kullanmıştır: "Krallığın gelsin: Gökte olduğu gibi yerde de senin isteğin olsun." Bu dua, Tanrı'nın krallığının yeryüzünde de gerçekleşmesini ve Tanrı'nın isteğinin burada da olmasını dilemek içindir. Ataların zamanında, göksel bir vatanın vaat edildiği ve yabancı olarak yaşadıkları bir dönemde bu dua yapılmıştır. Kutsal Kitap'ta belirtilen şekilde ve belirtilen koşullar altında, o vaat edilen göksel vatan, yeryüzünde tezahür edecektir. Bu, Tanrı'nın sözlerinin yerine geleceği ve insanların Tanrı'nın krallığına kavuşacağı bir dönemin müjdesidir.