İsa Doğmadan Önce Var Mıydı? - 3. Bölüm
"Beni gönderenin isteğini yerine getirmek için gökten indim" (Yuhanna 6:38)
"Bu söz çok çetin, kim anlayabilir?" diye söylemişti İsa Mesih'in öğrencileri (Yuhana 6:60). İsa Mesih başka anlaşılması zor bir söz daha söylemişti; "Ya insanoğlunun önceden bulunduğu yere yükseltildiğini görürseniz..?" (Yuhanna 6:62). Bu sözü öyle anlaşılmaz gelmişti ki, takipçilerinin bazısı onu terketmişti (Yuhanna 6:66). Bu da gösteriyor ki bu kişiler önceden var olma konusu ile ilgili bir inanca sahip değillerdi, ne de onunla kalan öğrencileri böyle bir inancı taşıyorlardı.
Daha dikkat çekici olan Mesih'in kendisi için kullandığı sıfattır. Kendisini "insanoğlu" olarak tanımlamaktadır. Eğer İsa insanüstü ve daha önceden de var olan bir varlık idi ise neden bu şekilde kendisini tanımlamış olsun ki?
Peki, o halde Mesih bu sözlerinde ne demek istemişti?
İsa'nın bu sözleri söylediği konuşmaya geri dönelim, İsa konunun başında kardeşleri Yahudilerle konuşuyordu, Mısır'dan Çıkışta çölde gökten inen yaşam ekmeği hakkında konuşuyordu ve bu konu bağlamında kendi durumu ile paralellik kurup, gökten inen yaşam ekmeği gibi olduğunu söylüyordu.
Mana ekmeği "gökten inen ekmek" şeklinde ifade edilmektedir (Yuhanna 6:32), ve Mesih bu ekmeğin kendisinin bir ön-tipi, ya da gölgesi (örneği) olduğunu ilan etmekte. Gerçekten bu mana ekmeği ''gökten inen'' olarak kabul edilmekteydi. Ancak bu gerçek anlamda cennette ya da göklerde Tanrı'nın katında üretilip, pişirilip sonrasında da dünyamıza mı gönderilmişti? Yahudiler bu mana ile ilgili gökten inen ekmek dediklerinde bunu mu anlıyordu ya da kabul ediyordu? Hayır. Tanrı'nın Ruhunun yeryüzünde (dünyamızda) bir iş gerçekleştirdiğini, onu burda var ettiğini, ancak bunu yaratan gücün, etkinin gökten olduğunu anlıyorlardı. Bu nedenle göktendi o ekmek ve İsa'da aynı anlamda göktendi.
Şüphesiz bir kimse dikkatli bir şekilde incelediğinde gerçeğin bu şekilde olduğunu görecektir.
İsa Mesih'in doğumunu hatırlayalım. Tanrı Meleği Meryem'e şunu söyledi:
"Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek." (Luka 1:35)
İsa Mesih'in doğumu bir mucize ile oldu, Tanrı'nın işi, gücü ile oldu. Dünyasal babası olmadan doğdu, ancak Tanrı onu mucizevi gücü ile yaratarak ona Baba oldu. Bu nedenle yaratılışında Göksel Gücün etkisi vardı. Onun varlığının başlamasına etki eden gün Gökten idi ve dolayıısyla Mesih de , çölde ki o mana gibi "gökten" idi. Pavlus şunu da belirtmişti: "Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te Kendisiyle barıştırdı" (2.Kor.5:19). Çünkü İsa'da etkin olan güç (Kutsal Ruh) gökten yeryüzüne gelmişti ve Mesih'te çardak kurmuştu ve bu etkin gücün onunla olması sebebiyle de o ölüme terkedilmeyip diriltildi ve gökyüzüne alındı.
İsa'nın öğrencilerine söylediği bu sözün arkasında bu yatıyordu.
"Ya İnsanoğlu'nun önceden bulunduğu yere yükseldiğini görürseniz...? Yaşam veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır." (Yuhanna 6:62-63)
Kendisi bir yarar sağlamamaktadır, ama onda etkin olan
Tanrı'nın Ruhu hem kendisine hem de onlara kurtuluş ve yaşam sağlayandır. İsa
Mesih burda kendisinin neden söz, yaşam ve gerçek olduğunu ilan ediyor, çünkü o
Tanrı'ya ait, O'ndan işittiği yaşam sözlerini bize iletiyordu.
Tanrı, Ruhu ile yeryüzüne geldi ve bir insan soyuna destek oldu ve günahı yenmesini sağladı ve sonrasından bu başarılı olan kulunu göğe yanına aldı ve bu kulunun doğal ölümlü bedenini, Ruhsal/Göksel bir bedene, dolayısıyla ölümsüz bir bedene dönüştürdü (1.Korintliler 15:44-45, dikkat, hala bir beden). Ruhsal/Göksel beden (dirilmiş İsa) olması gereken yere, göğe alındı; Kendisinde etkin olan Tanrı gücü yeryüzüne onun üzerine geldi ve ölümünden sonra onu diriltti. Yeryüzüne gelen ve İsa'da etkin olan bu Tanrı gücü/ruhu onu ölümsüz, kusursuz insana dönüştürdü ve onunla birlikte etkin olan bu Tanrı Ruhu onunla Göğe geri döndü.
"Başlangıçta söz vardı" Yuhanna 1
Yuhanna müjdesine bu sözle başlıyor ve devamında da bu sözün Tanrıyla (Tanrıda) olduğunu ve sözün tanrı (tanrısal/ilahi) olduğunu ve var olan her şeyin onun aracılığıyla yaratıldığını söylüyor (Yuhanna 1:1-4). Vahiy 19:13'de de Mesih'in Tanrı Sözü olarak anıldığını okuyanlar, yaratılışın başlangıcında söz olduğu için, Mesih'in de insan olmadan önce gökte var olduğu sonucuna varıyorlar.
Eğer gerçek bu ise (ki değil), Kutsal Kitap sözlerinin kendi içinde çelişkiler içerdiğini kabul etmek zorunda kalırız. Çünkü şu da Kutsal Kitapta yazılıdır:"Ben onun Babası olacağım, o da bana oğul olacak", "Onu ilk oğlum yapacağım", "İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih" ve bu sözler İsa Mesih'in gelecek bir zamanda bir başlangıcı-yaratılışı olacağına işaret ediyor, hatta bu gerçeği ilan ediyor.
Grekçesi "Logos" olan kelime "Söz" olarak çevirilmiştir. Söz kelime anlamında dışsal bir formdur; düşüncenin, aklın, amacıni bilgeliğin, ya da planın ya da öğretinin dışa vurumunun yapıldığı şeydir.
Yuhanna öğretisi, Tanrı'nın amacının, bilgeliğinin ya da vahiyinin (hakikat ile ilgili bilginin) gerçek tanıklık olduğuna ilk olarak vurgu yapmaktadır. Bahsettiği bu sözün Tanrıyla (daha doğrusu "Tanrı'da") olduğunu ilan ederek, bahsettiği sözün Tanrı'dan yayılmakta olduğunu, kaynaklanmakta olduğunu vurgulamaktadır; "ve söz tanrıydı (tanrısal/ilahiydi), öyle idi çünkü o söz Tanrı'yı tanıtıyor, temsil ediyordu (benzer kullanım için Matta 26:28'e bakabilirsiniz: şarap için İsa " bu benim kanımdır" diyerek şarabın kanını temsil ettiğini ifade etmektedir. Bir diğer örnek "o kaya Mesih idi" (1.Kor. 10:4), evet çünkü Mesihi temsil ediyordu), ve o Tanrı'nın yaratılışda esas aldığı şeydi, Tanrı'nın düşüncesi, aklı, bilgeliği, planlaması, böylece yaratılan her şey Tanrı'nın önce aklında yaratılmıştı ve Tanrı'nın vadettikleri tüm insanlık için umut kaynağı, ışığı olmuştu (Yuhanna 1:3-4).
Yuhanna'nın söylediği başlangıçta her şeyden önce Tanrı'nın bilgeliği, amacı, aklı, planı, düşüncesi vardı ve bu insanlığa yaşam yolunu sundu.
Bu Yaşam Yolu olarak sunulan şey ne idi?
Bir kişinin ortaya çıkacağı ve bu insanın günahı yeneceği ve böylece yaşam umudunu da insanlığa vereceğiydi. Bu söz, taa başlangıçta, Kutsal Sözlerin başında, Yaratılış Kitabında ilan edilmişti (Yaratılış 3:15).
Bu sözün, bilgelik ya da vaad sözünün İsa Mesih'te doğrulandığını, gerçekleştiğini, yerine geldiğini (Romalılar 15:8) okuyoruz. Yuhanna ayrıca şunu öğretiyordu:
"ve söz beden oldu ( oldu - Grekçe-ginomai, anlamı "gerçekleşmek", "var kılınmak"), ve aramızda yer edindi (içimizde çadır kurdu) ve onun yüceliğini, Tanrı'nın oğlunun lütüf ve gerçekle dolu yüceliği olarak gördük." (Yuhanna 1:14)
Söz beden oldu ya da daha doğru bir çeviriyle et kılındı, Grekçesinde
yazılan bu. Tanrısal Bilgeliğin gerçekleştiğini İsa'nın varlığında görmekteyiz.
Oğulun tanıklığına başlamasından önce var olan tek şey Tanrı'nın Vaat Sözü idi.
O vaad sözü ortaya çıkıp gerçek olduğunda, İsa'nın varlığının yaratıldığını
görüyoruz. Gerçek anlamda Tanrı Sözünün ya da vaadinin / planının / bilgeliğinin
form değiştirip insan olduğu söylenmiyor, ancak sonucunda, bu söz gerçek olup
yerine geldiğinde, o yerine gelmiş şeyde bir insanın (İsa'nın) yaratılmasını
görüyoruz ki o insan zaten vaadedilen sözdeki
insandı.
Bu vaat sözünde ilan edilen kişi doğumundan önce var değildi, ama Tanrı'nın vaadi, sözü, planı, bilgelik dolu amacı vardı.
Yuhanna'nın müjdesi ve öğretisi işte budur! Bu öğretide insana dönüşen melek düşüncesine yer yoktur, ya da daha öncesinde Tanrı olan oğulun insana dönüşmesi de yoktur.
Söz ile ilgili olarak bazı çevirilerinde sanki bir erkekmiş gibi ifade edildiğini görüyoruz, fakat İbrani düşüncesinde kavramların bir kişi gibi açıklanmasını ve tanıtılmasını da görmekteyiz. Zenginlik, Bilgelik, Günah ve başka birçok kavramın benzer şekilde kişileştirilerek anıldığını görüyoruz. Bazen bunların önceden var olma konseptine dayanak olarak gösterildiğine şahit oluyoruz. Örneğin bazı durumlarda Yehova Şahitleri Özdeyişler 8:22'yi işaret edip, İsa'nın doğumundan önce var olduğuna dair kanıt olduğunu söylüyorlar. Ayette geçen ifadeyi okuyalım:
"Yahve yaratma işine başladığında ilk beni yarattı"
Cümledeki öznenin, bölümün başında bilgelik olarak tanıtıldığını ve bir kadın olarak kişileştirildiğini görmekteyiz (Özdeyişler 8:1-3). Eğer bu söyledikleri türden olsaydı, İsa'nın bir kadın olması gerekirdi.
"Baba, dünya var olmadan önce sahip olduğum ve seninle olan yücelikle şimdi beni yücelt." (Yuhanna 17:5) (Grekçesine göre olması gereken çevirisi bu şekildedir)
Bu sözler Mesih'in varlığının başlangıçtan beri Babayla birlikte olduğunu mu söylüyor? Ya da bu sözlerde Tanrı'nın bilge bir usta olarak yapacağı işin sonunu görebilen (İbraniler 11:10) bir kişi olduğuna mı işaret ediliyor?
Şüphesiz ikinci önerme doğrudur. Soru işaretine yer bırakmayacak şekilde hem de...Çünkü benzer kullanımları Kutsal Yazılarda görmekteyiz.
1.Petrus 1:20'de Petrus şöyle demektedir :
"Dünyanın kuruluşundan önce bilinen Mesih, çağların sonunda sizin yararınıza ortaya çıktı."
Yuhanna da İsa'yı şu şekilde tanımlamıştı:
"Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı (var edildiğinden) beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabına adı yazılmamış olan herkes ona tapacak." (Vahiy 13:8)
İsa Mesih dünyanın kurulduğu ilk günden beri boğazlanmış kuzu (çarmıha gerilmiş) muydu? Simgesel anlamda evet, çünkü günahın bedeli ölümdü, ta başlangıçtan beri ilk günahtan bu yana onun öleceği biliniyordu, ama gerçekte henüz ölmemişti.
Aynı düşünce ile Tanrı da, planı uyarınca, başlangıçtan beri, günah işlemeyi reddedecek oğluna vereceği mükafatı (ona verilecek yüceliği) belirlemişti, yüreğinde / aklında / bilgisinde idi ve nitekim bunu peygamberleri aracılığıyla da ilan etmişti. İsa'nın sahip olacağı yücelik, alacağı miras Göksel Baba'daydı, belirlenmiş ve bilinmekte idi.
Sadece Mesih için değil, ama Mesih'i takip edenler için de bu yücelik vadedilmişti. Mesih duasında bunu ilan etti:
"Bana verdiğin yüceliği onlara verdim" (Yuhanna 17:22)
İsa'nın takipçileri o zaman ve şimdi bu yüceliği almış durumda mı gerçekten? Hayır, henüz almış değiliz, ama umut ediyoruz (Romalılar 5:2).
Ama nasıl oluyor da İsa henüz almadığı bu yüceliği başkalarına da verebiliyor? Öngörüsel olarak verdi, iman ile biliyordu ki bu yüceliğe sahip olacaktı, Tanrı'nın vaadine güveniyordu ve onu bırakmayacağına ve galip gelebileceğine inanıyordu. Yücelik onun adına verilecek mükafattı, iman ile kabul etti ve onun gibi olanlara da bu mükafatı paylaşma hakkını verdi.
Tanrı geleceği görebiliyor, biliyor ve O'nun bilgisinde isteğinin gerçekleşeceğini de görüyordu. Ve dolayısıyla başlayan iş tamama erecekti (Romalılar 4:17). Ayrıca "İbrahim'in soyu yalnız Kutsal Yasa'ya bağlı olanlar değil, aynı zamanda İbrahim'in imanına sahip olanlardır." İman ile bekleyenler de vadedilene sahip olacaklardı. Pavlus şöyle yazmıştı:
"O kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih'te seçti." (Efesliler 1:4)
Eğer Yuhanna 17:5'den Mesih'in doğmadan önce var olduğu sonucu çıkarılacaksa, o halde Efesliler 1:4'e göre de tüm imanlılar doğmadan önce Mesih gibi gerçekten var oldukları sonucuna varılmalıdır.
Ama bu tür anlatım tarzı (insanların anlamak istemedikleri) Tanrı'nın diğer seçtiği kulları için de kullanılmıştır. Örneğin Yeremya için:
"Ana rahminde sana biçim vermeden önce tanıdım seni. Doğmadan önce seni ayırdım, uluslara peygamber atadım." (Yeremya 1:5)
Buna göre Yeremya'nın da İsa gibi doğmadan önce var olduğunu söyleyebilirler mi? Eğer cevap hayırsa, o halde Yuhanna 17:5'i gösterip Mesih için de bunu söyleyemezler. Çünkü Mesih bunun haricinde Davut'un oğlu ve soyundan olacaktı. Atasından önce kimse var olamaz! Benzer dili Pavlus da (Galatyalılar 1:15), başkaları da kullanmıştır.
İsa Mesih döndüğünde Oğulun örneğinde giden takipçileri toplanacak ve onlara da Oğula verilen yüceliğin aynısını verilecek. Çünkü onlar için şöyle yazılıdır "Çünkü Tanrı önceden bildiği kişileri Oğlu'nun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi." (Romalılar 8:29)
Üzerinize düşen sorumluluk
Gerçek Yaşamın, Göksel Baba'nın Tanrı ve gönderilen İsa'nın da Mesih olduğunu kabul etmeye bağlı olduğunu görmek (Yuhanna 17:3), tüm imanlıların boynunun borcudur. Taraflı düşüncelerden aklımızı serbest bırakmak zor olabilir, ancak bu hakikate sahip olabilmek için şarttır. Bir meleğin bebek olarak doğması ve tekrar her şeyi öğrenmek zorunda kalması, bilgide yetkinleşmesi ve gelişmesi , ki bunlar önceden bildiği şeyler olmalıdır, bu mantıklı mı? Böyle bir iş neye hizmet eder ki?
Hayır, hakikat saftır, nettir, basittir ve çok da mantıklıdır. Tanrı'nın Ruhu (Kutsal Ruh) bir insanın var olmasını, yaratılmasını sağladı, Oğul olarak anılacak insan tüm varlığıyla yaratıldı ve bu insan günahı yenip zafere giden yolda desteklendi ve güçlendirildi. Onun zaferiyle, bir insanın kazandığı zaferle hepimize de zafer kazanma umudu verildi; bizlere de Oğul'da olduğu gibi Kutsal Ruh'un desteği, yardımı ve güçlendirilmesi verildi (Filipililer 4:13).
Samimi Kutsal Kitap öğrencisi olan bizler İsa Mesih'in gelişinin yakın olduğuna inanıyoruz ve Mesih'in gelişinde onun izinden gidenlerin ve oğulluğa kabul edilenlerin de onun sahip olduğu yüceliğe ve ona verilen mirasa ortak olacağına inanıyoruz. Kutsal Yazıları ciddi ve samimi bir şekilde araştırmanın ve incelemenin bir imanlı için hayati önem taşındığına inanıyoruz.
Tanrı Kutsal Ruhu ile bizleri yönlendirsin.
İsa Mesih'in adıyla Tanrı'dan diliyoruz.
Amin.