Yuhanna 10:33 : Tanrı Olduğunu İleri Sürüyorsun
İsa'nın Yahudiler hakkında Kutsal Yazılar'da söyledikleri, İsa Mesih'in Ferisilere karşı açıkça konuşmaktan çekinmediğini göstermektedir. Yalnızca iki bölüm önce (Yuhanna 8:38-47), İsa Mesih, Ferisilerin kendi arzularına körü körüne kapılarak, babaları İblis'in isteklerini yerine getiren İblis'in çocukları olduklarını ve bu yüzden kendisini dinlemeyip anlayamayacaklarını ifade etmiştir. İsa, "Ben Baba'mın yanında gördüklerimi söylüyorum, siz de babanızdan işittiklerinizi yapıyorsunuz," demiştir. Ferisiler ise, "Bizim babamız İbrahim'dir," diye karşılık vermişlerdir. İsa, "İbrahim'in çocukları olsaydınız, İbrahim'in yaptıklarını yapardınız," demiştir. "Ama şimdi beni, Tanrı'dan işittiği gerçeği sizlere bildireni öldürmek istiyorsunuz. İbrahim bunu yapmadı. Siz babanızın yaptıklarını yapıyorsunuz." Ferisiler, "Biz zinadan doğmadık. Bir tek Babamız var, o da Tanrı'dır," demişlerdir. İsa, "Tanrı Babanız olsaydı, beni severdiniz," demiştir. "Çünkü ben Tanrı'dan çıkıp geldim. Kendiliğimden gelmedim, beni O gönderdi. Söylediklerimi neden anlamıyorsunuz? Benim sözümü dinlemeye dayanamıyorsunuz da ondan. Siz babanız İblis'tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır. Ama ben gerçeği söylüyorum. İşte bunun için bana iman etmiyorsunuz. Hanginiz bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Gerçeği söylüyorsam, niçin bana iman etmiyorsunuz? Tanrı'dan olan, Tanrı'nın sözlerini dinler. İşte siz Tanrı'dan olmadığınız için dinlemiyorsunuz," demiştir (Yuhanna 8:38-47).
Şimdi burada İsa'nın ne anlattığını anlamaya çalışalım. İsa, Ferisilerin, İblis'in çocukları olarak, İblis'in arzularını yerine getirdiklerini açıkça ifade ederek, kendisinin sözlerini anlamaya elverişli bir kapasiteye sahip olmadıklarını belirtmiştir. Bu yargılardan yola çıkarak, Ferisilerin İsa Mesih hakkında "Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun" şeklindeki sözlerini dikkate alıp, bu düşüncelerinde haklılık payı aramak büyük bir hataya düşmek olacaktır. Yalanın babası olan İblis'in buyruklarını yerine getiren Ferisilerin doğru bir çıkarımda bulunabilecekleri ihtimali dahi yanılgıdır. İsa, onların anlamaktan aciz, kör ve sadece kendisini öldürmek isteyen katiller ve yalancılar olduğunu ifade etmiştir. Bu duruma sadece Yuhanna'da değil, diğer tüm kutsal yazılarda da tanıklık ederiz.
O halde, bazı Teslis savunucularının neden Tanrı'nın, Ferisiler aracılığıyla konuştuğu kişiler gibi onları dikkate alıp, söyledikleri sözlere değer verdiklerini anlamak zorlaşmaktadır. Bazı Teslis savunucularının ruhen İblis'in dostu olan Ferisiler'in iddialarına itibar etmeleri, İsa'nın Ferisiler'in Tanrı'nın iradesine düşman, kötü kalpli ve şerli bir güruh olduklarını söylediği gerçeğiyle çelişmektedir. Bu gerçek, tek başına, Teslis savunucularının Ferisiler'in İsa Mesih'in kimliğini doğru bir şekilde tanıyıp aktardıkları inancının ciddi problemler içerdiğini göstermektedir. İsa Mesih, Ferisiler'in "babaları İblis'in yalanlarından dolayı yüreklerinin katılaştığını ve söylediklerini anlayamayacaklarını" ifade etmiştir. Buna rağmen, bazı Teslis savunucularının "Ferisiler İsa'yı doğru anlamışlardı" şeklindeki iddialarını geçerli saymak doğru olamaz.
Bariz Çeviri Tutarsızlıkları
Yuhanna 10:33'ün Grekçe metninde, "anthropos" (insan) ve "theos" (Tanrı) kelimeleri için belirli tanımlık artikelleri (İngilizcesi: the, Grekçesi: ho/thon) bulunmamaktadır. Grekçe metin, asla "kendini Tanrı (the God) ilan ediyorsun" şeklinde değildir. Yani, Grekçe Kutsal Yazılar'da Tanrı tanıtılırken kullanılan ifade artikelsizdir (yani ho theos yazılmamaktadır). Bu nedenle, burada direkt olarak ilahi, her şeye gücü yeten tek bir Tanrı kastedilmemektedir. Yuhanna 10:33'te geçen "insan olduğun halde" ifadesindeki anthropos (insan) kelimesinde de belirli tanımlık artikeli yoktur ve burada da direkt olarak bir insan kastedilmediği için bazı Teslisçi çeviriler, "You being a man" (Türkçesi: "Bir insan olduğun halde") şeklinde çevirmeyi tercih etmektedirler. Bu şekilde, İsa'nın tek Tanrı'daki üç şahıstan biri olduğuna dair bir inancı savunmaktadırlar. Ancak, theos (Tanrı) kelimesine de tanımlık artikeli (örneğin ho theos) eklenmemiştir. Buna rağmen, Grekçe metindeki ifadeleri İngilizceye artikelli olarak çevirmişlerdir, yani "You make yourself a god" şeklinde çevirmişlerdir.
Başka bir açıdan bakıldığında, bazı Teslis savunucuları, "sy anthropos ōn" ifadesini (tanımlık artikeli olmadığı halde) İngilizceye "You make yourself a god" şeklinde çevirmişlerdir. Aynı şekilde, "poieis seauton theon" (dikkat ederseniz, tanımlık artikeli olmamasına rağmen) İngilizceye "Make yourself a God" şeklinde çevrilmiştir. Neden acaba? Tek bir açıklaması vardır: Kendi teolojik ajandalarına uyduramadıkları için. Sadece Grekçe metni temel alırsak, Yuhanna 10:33'ü "God" (Tanrı) şeklinde çevirmektense, "a god" (bir tanrı/ilah) olarak çevirmek daha tutarlı olacaktır.
Metnin Bağlamında İsa Mesih'in, Yahudilerin Suçlamalarına Karşı Verdiği Cevap
Grekçe metinde "theos" kelimesi, İsrail'in Tanrı'sını belirtmek için kullanıldığında nadiren belirli tanımlık artikeli (ho/thon) alır. Ancak, artikelin eksik olması, "tek Tanrı'nın tam anlamıyla açıkça ifade edilmediği" şeklinde bir sonuca varılmasına neden olmamalıdır. Bu hata, nadiren karşılaşılan bir durumdur, fakat bu iddiayla karşılaşmak tamamen olasız değildir. Dürüst kişiler, işlerine geldiği gibi çevirmek için bahane aramazlar. Gerçek Hristiyanlar, metnin ne anlatmak istediğini doğru bir şekilde anlamak isterler; öğretisel bir putperestliğe hizmet uğruna başkalarını kandırmaya çalışan bağnaz kişiler değildirler.
Gramer, bize theos kelimesini "bir tanrı" şeklinde çevirmeye izin verse de bazı Teslis savunucuları, bunun "Tanrı" şeklinde çevrilmesi gerektiğini ısrarla savunurlar. Bu kişiler, theos kelimesinin artikelsiz kullanıldığı diğer pasajları referans göstererek, kendi çevirilerini meşrulaştırmaya çalışırlar. Ancak theos kelimesinin artikelsiz olduğu durumlarda çevrilirken, rehberimiz kişisel arzularımız değil, mevcut Kutsal Yazılar olmalıdır. Yuhanna'nın, ayette ne açıklamak istediğini doğru bir şekilde anlamak için kişisel teolojik tercihleri tatmin etmeye çalışmak, dürüstlüğe aykırı ve etik olmayan bir tutum olur.
O halde, genel metnin Yuhanna 10:33'ün dilinin asıl maksadını açıklayıp açıklamadığını kendimize sormamız gerekir. Elbette açıklar. İsa Mesih, Ferisiler'in küfür suçlamasına verdiği cevapla onların kullandığı üslupta neyi kastettiklerini bizlere açıkça bildirir. İsa Mesih, Ferisiler'in kendi sözlerini nasıl anladığını, çok net bir şekilde gösteren bir üslupla yanıt verir. Şimdi, İsa Mesih ile Yahudiler arasındaki konuşmanın seyrini dikkatlice inceleyelim:
Yahudiler, İsa'yı "Yasaya küfür" suçuyla itham etmişlerdir. İsa ise bu küfür suçlamasına karşı, hiç gecikmeden Mezmur 82'den alıntı yaparak cevap verir. Yahudiler, "Seni iyi işlerden ötürü değil, küfrettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde bir tanrı olduğunu ileri sürüyorsun" diyerek İsa'yı küfürle suçlamışlardır. İsa ise bu suçlamaya karşı, "Yasanızda, 'Siz tanrılarsınız' dedim diye yazılı değil mi? Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri tanrılar diye adlandırır. Kutsal Yazı da geçerliliğini yitirmez. Baba beni kendine ayırıp dünyaya gönderdi. Öyleyse 'Tanrı'nın Oğlu' yum dediğim için bana nasıl 'Küfrediyorsun' dersiniz?" diyerek yanıt vermiştir.
Şimdi İsa'nın, Yahudilerin suçlamalarını nasıl yorumladığını dikkatlice değerlendirelim. İsa Mesih, İbranice Kutsal Yazılar'da yer alan "tanrılar" ifadesini işaret ederek, kendisinin de o tanrılardan biri olduğunu iddia etmemiştir. Ancak, Yahudiler tarafından suçlanmış ve bu suçlamaya karşı verdiği yanıtla, kendisinin Tanrı'nın Oğlu olduğunu açıkça ifade etmiştir.
1. İsa Mesih, "Yüceler Yücesi"nin oğludur. Büyük olacak, kendisine "Yüceler Yücesi'nin Oğlu" denecektir. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecektir. (Luka 1:32) Melek ona şöyle yanıt verdi: "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecektir." (Luka 1:35) Mezmurlar 82:6'daki ifade ile İsa Mesih'in "Yüceler Yücesi'nin Oğlu" olduğu beyan edilen ayetlerin aynı üslupta olduğunu fark etmek hayati öneme sahiptir.
2. Mezmurlar 82:6 üzerinde yapılacak dikkatli bir inceleme, konuyu daha açık hale getirecektir. Ayeti tekrar okuyalım: "Siz ilahlar sunsunuz, 'Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız hepiniz!" Bu ayet, genellikle "İsrail'in insan yargıçlarından" bahsettiği şeklinde tefsir edilmiştir. Buradaki "ilahlar" ve "Yüceler Yücesi'nin oğulları" unvanları arasındaki paralelliği göz önünde bulundurmak önemlidir. Kral Davut, bu ayette Tanrı'nın oğullarının "ilahlar" olarak nitelendirilebileceğine dikkat çekmiştir.
Tanrı oğlu olarak adlandırılan bu yargıçlar, en yüce Tanrı'nın temsilcileri olduklarından, Tanrı onlara "ilahlar" şeklinde hitap etmiştir. Yargıçlar, Tanrı'nın adına ve O'nun yetkisiyle hüküm verdikleri için, Tanrı'nın temsilcileriydiler. Örneğin, Mısır'dan Çıkış 21:6 ve 22:8-9 ayetlerinde de, Tanrı'nın temsilcisi olarak yargıçlar "elohim" (Tanrı) olarak adlandırılmıştır. Bazı Kutsal Kitap çevirilerinde, "elohim" kelimesi "ilahlar" olarak değil, "yargıçlar" olarak tercüme edilmiştir. Bu durum, aslında yargıçların Tanrı'nın yerine geçerek O'nun otoritesini temsil ettiklerini gizleyen bir çeviri tercihi olabilir.
Bazı çeviriler, "elohim" kelimesini direkt olarak "Tanrı" ya da "tanrılar" olarak çevirmekte ve bu terimi mantığa uygun olmayan bir şekilde kullanmaktadır. Ancak burada önemli olan nokta şudur: Bu yargıçlar, Tanrı'dan aldıkları yetkiyle Tanrı'nın otoritesini temsil etmekteydiler. Bir Yahudi elohim (Tanrı) olarak adlandırılan bir yargıcın huzuruna çıktığınızda, aslında Tanrı'nın huzuruna çıkmış oluyordunuz.
Peki, bu yargıçların Tanrı olduğu mu anlamalıyız? Elbette hayır. Çünkü bu kişiler, Tanrı'nın adına ve temsilcisi olarak hüküm verdikleri için, "elohim" yani "tanrılar" olarak adlandırıldılar. Tanrı, ilahlar meclisinde yerini almış, yargısını açıklıyor ve ilahların arasında hükmetmektedir. Mezmurlar 82:1'de de bu durum açıkça ifade edilmiştir.
3. Tanrı'nın kendilerine sözünü gönderdiği kişiler, Yargıçlar olarak Tanrı'nın temsilcisi oldukları için "elohim" (ilahlar/tanrılar) olarak adlandırılmışlardır. Şimdi, İsa Mesih'in Yahudilere cevaben söylediği sözlere odaklanalım: "Tanrı'nın kendilerine sözünü gönderdiği kimseler." Bizim gibi insanlar olan bu yargıçlar, Tanrı'yı temsil ettikleri için Tanrı adına hüküm verebiliyorlardı, çünkü Tanrı'nın sözü onlara gönderilmişti ve onlar da Tanrı'nın adına hüküm veriyorlardı.
Şimdi, İsa Mesih üzerinde tefekkür edelim. İsa Mesih'in Baba'sı ve Tanrı'sı, biricik oğlu olan İsa Mesih'i kendisini temsilen göndermemiş miydi? İsa, kendi isteğini değil de Baba'nın isteğini yerine getirmek amacıyla dünyaya gelmedi mi? İsa, söylediği sözlerin kendisine ait değil, kendisini gönderen Baba'sına ait olduğunu defalarca hatırlatmamış mıydı? Evet, Yuhanna İsa'nın bu sözlerini defalarca kaydetmiştir. İsa, "Babamın adıyla geldim" dememiş miydi?
O halde, Tanrı'nın sözünün kendisine geldiği ve Tanrı'nın temsilcisi olan yargıçların "ilahlar" ya da "Yüceler Yücesi'nin oğulları" olarak tanımlanması, oldukça mantıklıdır. Peki, bu ifade neden Tanrı tarafından gönderilen İsa Mesih için kullanılmasın? Aslında, İsa Mesih'in Yahudilere verdiği cevapta vurgulamak istediği asıl nokta da tam olarak budur.
4. Mezmurlar 82:6 ayetindeki çoğul kelimeleri tekil olarak okuyalım: "Sen bir tanrısın, Yüceler Yücesi'nin bir oğlusun." Şimdi, İsa Mesih'in Ferisiler'e verdiği cevaba dikkatlice odaklanalım: Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri "ilahlar" diye adlandırır. Kutsal Yazılar ise geçerliliğini yitirmez. İsa Mesih burada şöyle demektedir: "Baba beni kendine ayırıp dünyaya gönderdi. Öyleyse 'Tanrı'nın Oğlu'yum' dediğim için bana nasıl 'Küfrediyorsun?' dersiniz?" (Yuhanna 10:35-36). Burada İsa Mesih, "siz ilahlarsınız/tanrılarsınız" ifadesi ile "Yüceler Yücesi'nin oğulları" ifadesi arasındaki paralelliği vurgulamaktadır.
İsa Mesih, Mezmurlar 82:6'daki "siz ilahlarsınız" ve "Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız" ifadeleri arasındaki paralelliği dikkate almaktadır. Şimdi, Ferisiler'in İsa Mesih'i küfürle suçlamasına ve İsa Mesih'in bu suçlamalar karşısında verdiği cevaba odaklanalım. İsa, "Tanrı başka insanlara (yargıçlara) ilahlar/tanrılar dediği halde, ben Tanrı Oğlu olduğumu söylediğim için nasıl küfür suçuna delil sayarsınız?" diyerek yanıt vermektedir. Bu sözleriyle İsa Mesih, Mezmurlar 82:1 ve 82:6 ayetlerine atıfta bulunarak şöyle demek istemektedir: "Neden beni kendimi bir 'ilahlar/tanrılar' (dikkat edilmelidir ki İsa Mesih burada her şeye hakim olan Tanrı'dan bahsetmiyor, ancak Tanrı'nın temsilcisi olan yargıçlardan bahsediyor) ilan ettiğim için küfürle suçluyorsunuz?"
Kutsal Yazılar'da, Tanrı İsrail'in yargıçlarına kendi sözlerini gönderip, onlara özel bir yetki ve görev vermiştir. Bu sebeple onlara "ilahlar/tanrılar" ve "Yüceler Yücesi'nin oğulları" denilmiştir. Aynı şekilde, ben de Tanrı'nın Oğlu olarak Babamın sözlerini açıklamak için gönderildim (Yuhanna 10:35-36). İbranice Kutsal Yazılar'da, kendisine Tanrı'nın sözü gönderilen ve Tanrı'yı temsil etme yetkisi verilen kişilere de "ilahlar/tanrılar" (elohim) ve "Yüceler Yücesi'nin oğulları" denmektedir. Buradaki paralellik, ilahi vazifeye sadakat bakımından Tanrı'nın temsilcisi olmayı ifade etmektedir.
İsa Mesih, kendisinin de Baba Tanrı'dan yetki ve görev aldığını izah ederek, Ferisiler'in itirazlarını geçersiz kılmıştır. İsa Mesih'in Kutsal Yasa'ya ve peygamberlik sözlerine atıfta bulunması, onun bütün yüreğiyle, bütün canıyla ve bütün aklıyla İsrail'in "ŞEMA" inancına sahip ve sadık olduğunu da kanıtlar. Ayrıca, "ilahlar/tanrılar" ve "Yüceler Yücesi'nin oğulları" unvanlarına layık görülmekle, hiçbir İsrail yargıcı, tanrılığa (göksel bir taht makamına sahip olma) layık görülmemiştir. Yaratma gücü olan yüce Tanrı manasında bir tanrılık ya da her şeye hakim olan bir tanrılık, burada kastedilen makam değildir. Aksine, Tanrı'nın temsilcisi olarak onursal bir makam verilmiştir. Yargıçlar, tıpkı insanlar gibi sınırlıdır. İsa Mesih de, yaratıcı ve kudretli Yüce Tanrı olarak bir Tanrılık iddiasında bulunmamıştır. Aksine, kendisini Yüceler Yücesi olan İsrail'in Tanrısı'nın elçisi ve temsilcisi olarak beyan etmiştir.
5. Yahudiler, İsa'nın kendisini hiçbir zaman İsrail'in Tanrısı (Yüce Tanrı) olarak tanıttığını, aslında Matta 27:41-43 ayetlerinde çok net bir şekilde anlayabiliyoruz. Bu ayetlerde başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler İsa'yla alay ederek şöyle diyorlardı:
"Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor. İsrail'in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na iman edelim. Tanrı'ya güveniyordu; Tanrı O'nu seviyorsa, kurtarsın bakalım! Çünkü, 'Ben Tanrı'nın Oğlu'yum' demişti." (Matta 27:41-43)
Ferisiler'in ithamları, kendisini Tanrı veya İsrail'in Tanrısı ilan eden bir kişiye söylenecek sözler değildir. Eğer Yahudiler, İsa'nın kendisini "Yüce Tanrı" yani şahsiyetini "İsrail'in Tanrısı" olarak iddia ettiğini düşünselerdi, Ferisiler'in böyle bir alayla ona yaklaşmaları anlamsız olurdu. İsa, Tanrı olduğunu iddia etmiş olsaydı, Ferisiler bu şekilde tepki vermezdi. Ferisiler, İsa'nın Tanrı olduğunu kastederek mi alay etmişlerdir? Hayır, bu doğru değil. Bu tür bir tepki, mantıklı bir yorum olmazdı.
Şimdi çok dikkatli olmamız gereken bir noktaya gelelim. Ferisiler'in ifadelerinde, İsa'nın kendisini "İsrail'in Tanrısı" olarak ilan ettiği yönünde herhangi bir ima, ifade ya da dolaylı bir işaret var mı? Tabii ki yok! Ferisiler, İsa Mesih'e "Eğer Tanrı isen, kendini kurtarsana" diyerek alay etmiyorlar. Eğer Yahudiler, İsa'nın kendisini "onların Tanrısı" yani "İsrail'in Tanrısı" olarak ilan ettiğini anlamış olsalardı, "Eğer Tanrı isen, Tanrı'na güveniyorsan, hadi senin gibi Tanrı olan Tanrı'n seni kurtarsın" şeklinde bir söylemde bulunmaları gerekirdi. Ancak bu durum, çok anlamsız olurdu.
Yuhanna 19:7 ayetinde, Ferisiler, İsa'nın "Tanrı'nın Oğlu" olduğunu ileri sürdüğü için onu suçlamaktadır. Burada, Ferisiler'in küfür olarak gördükleri suç, İsa'nın kendisini Tanrı'nın Oğlu olarak ilan etmesidir. Şimdi, bu ayette kullanılan dil ve üslup ile Yuhanna 10:33 ayetindeki ifadeyi karşılaştıralım ve Mezmurlar 82:6 ile arasındaki paralelliği gözlemleyelim. Yuhanna 10:33'te, Ferisiler şöyle demişlerdir:
"Seni iyi işlerden ötürü değil, küfrettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde bir ilah/Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun." (Yuhanna 10:33)
Yahudiler, Yuhanna 19:7'de, İsa'yı "Tanrı'nın Oğlu" olduğu için suçlamaktadırlar:
"Bizim bir yasamız var, bu yasaya göre O'nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin bir Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor." (Yuhanna 19:7)
İşte burada Mezmurlar 82:6 ile paralellik ortaya çıkmaktadır. Mezmurlar 82:6'da, Tanrı şöyle der:
"Siz ilahlarsınız, Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız hepiniz!" (Mezmurlar 82:6)
Ferisiler'in "Tanrı Oğlu" dediği İsa ile ilgili suçlamaları ve Yuhanna 10:33'teki "ilah olduğunu ileri sürüyorsun" ifadesi arasında büyük bir benzerlik vardır. Bu paralellik, Mezmurlar 82:6 ile olan bağlantıyı güçlendirmektedir. Bu ayetlerdeki dil ve üslup, Tanrı'nın temsilcilerine ve özel görev verilmiş kişilere yönelik onurlandırmayı ve onların Tanrı'nın iradesini açıklayan rolünü yansıtmaktadır. Yani, İsa Mesih, Tanrı'nın temsilcisi olarak kendisini "Tanrı'nın Oğlu" ve Tanrı'nın işlerini açıklayan biri olarak tanıtmaktadır.
6. Her koşulda İsa Mesih'e itimat edebiliriz. İsa Mesih'in kendisine karşı yapılan suçlamalara karşı verdiği cevapları gözlemleyerek, Ferisiler'in aslında ne demek istediğini açıkça anlayabiliriz. İsa Mesih bunu çok açık şekilde izah ediyor. İsa, Yahudi suçlamalarına cevaben Mezmurlar 82:6'dan alıntı yapmıştı (siz ilahlar/tanrılarsınız dedim). İsa'nın da, Yahudi kanaat önderlerinin de bu ayeti çok iyi bildikleri kesindir. Aslında bütün Mezmurları ezbere bildiklerini, hatmettikleri kesin olarak söyleyebiliriz. İsa Mesih, bu Mezmur'dan alıntı yaparak, Mezmurlar'a ithafen (siz ilahlar/tanrılarsınız, Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız) kendi söylemini temellendirmiş ve doğru bir noktaya temas etmiştir. İsa Mesih, bu ayeti baz alıp kendi hükmünü açıkça bildirmiştir. Tanrı tarafından özel yetkilendirilmiş ve ayrıcalıklı bir makama getirilmiş ve Tanrı, sözlerini göndermiş olduğu için yargıçlar bile ilahlar/tanrılar (elohim) ve Yüceler Yücesi'nin oğulları olarak adlandırmıyor mu? Peki ya İsa hakkında ne dersiniz? Tanrı'nın özel yetkiyle görevlendirdiği ve vahyettiği İsa için Tanrı oğlu denmez mi? İsa, Tanah ayetlerini ele alarak kendisinin Tanrı'nın oğlu olduğunu ve Tanrısı'nın kendisini yetkilendirdiğini, böylece İsrail'in Tanrı'sının özel elçisi olduğunu ve onların atalarının Tanrısı olan RAB'bin oğlu olduğunu açıklamıştır. İsa'nın kendisi tanrı değildi, Tanrı, İsa'yı kendi sözlerini bildirmesi için kendi adıyla gönderen kişiydi. Tanrı'nın adıyla amel eden İsa nasıl Tanrı'nın kendisi olabilir? Şimdi eski devirlerde kendisine Tanrı'nın sözleri iletilmiş ve Tanrı adına görevlendirilmiş, Tanrı'nın temsilcileri olan yargıçlara, Tanrı'nın oğulları ve ilahlar/tanrılar (elohim) deniliyorsa, aynı nedenden ötürü, aynı koşullara dayanarak Tanrı'nın sözlerini bildirmesi için görevlendirdiği İsa Mesih'e Tanrı'nın oğlu denmesi neden küfür suçuna delil sayılsın, neden Tanrı'ya hakaret olsun? Bunu küfür saymaya kim 8(cüret edebilir? Tabii ki bu sefer Ferisiler buna cevap vermeye cesaret edemediler. Kutsal Yazılar'da Tanrı'nın vahyini ileterek Tanrı'yı temsil eden kişilerin ilahlar/tanrılar ve Yüceler Yücesi'nin oğulları olarak adlandırıldığını göz ardı ederek, Ferisiler ne cüretle İsa Mesih'i küfürle suçlayabilirlerdi ki? Günahkâr oldukları ve hiç hak etmedikleri halde kendilerine ilahlar denilen kişiler varken, Tanrı'nın biricik tertemiz masum oğlu nasıl küfürle suçlanabilir ki? Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar/tanrılar diye adlandırır. (Yuhanna 10:35)
Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen Baba'nındır. (Yuhanna 14:24)
Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. (Yasanın Tekrarı 18:18)
Yuhanna 10:33 ayetiyle ilgili gerçekler, bu ayetle ilgili asıl meseleyi kesin bir şekilde açıklamaktadır. Bazı Teslis savunucularının iddialarının bariz bir şekilde yanılgıda olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca onların çevirilerinin ve yanlış yönlendiren iddialarının, tek temellerinin kendi öznel teolojik skandalları olduğunu görüyoruz. Dilsel çözümlenmesi gereken şey, Grekçe metinlerdeki "kendini Tanrı görüyorsun/yapıyorsun" cümlesinin çevrilmesidir. Nihayetinde, Yahudiler İsa'yı küfürle suçlarken, sonuç olarak vermiş oldukları hükümler, kendisinin Tanrı oğlu olduğunu iddia etmesiyle ilgilidir. Eğer metni, Teslisçilerin alışık olduğu şekilde çevirseydik, İsa Mesih ve Yahudiler arasındaki tüm fikir alışverişi ve bağlantılı gerçekler (Mezmurlar 82:6'ya atıfta bulunması gibi) mantıksız ve abes bir saçmalıklar yığınına dönüşürdü. Eğer bu üniteryen inançlı Yahudiler, İsa'yı kendisini Tanrı (Yani İsrail'in gerçek Tanrı'sı) olduğunu iddia ettiği için suçlamış olsalardı, İsa Mesih Ferisilere neden yargıçlara da ilahlar/tanrılar denildiğini göstererek cevap verirdi ki? Ayrıca, İsa'nın kendisini İsrail'in Tanrı'sı olarak teşhir etmesini mübahlaştırır mıydı?
...kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba'nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız. (Yuhanna 8:28)
Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba'nın kendisi, ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu. (Yuhanna 12:49)
Çünkü bana ilettiğin sözleri onlara ilettim, onlar da kabul ettiler. Senden çıkıp geldiğimi gerçekten anladılar, beni senin gönderdiğine iman ettiler. (Yuhanna 17:8)
Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar/tanrılar diye adlandırır. Kutsal Yazı da geçerliliğini yitirmez. (Yuhanna 10:35)
KULAĞI OLAN İŞİTSİN!